Soru
Babamda birkaç gün önce karın ağrısıyla birlikte sarılık ortaya çıktı. Uzun araştırmalardan sonra çekilen tomografide pankreas bölgesinde büyükçe bir kitle bulundu. Doktorlar bundan sonra endoskopi yapılacağını söylediler. Bunun ne yararı var? Sizce tedaviyi nasıl yapmak gerekir?
Yanıt
Safra yolları pankreas başında on iki parmak bağırsağına açılır. Pankreas başında ortaya çıkan kitleler safra yolunun bağırsağa açıldığı bölgeye baskı yaparak safranın boşalmasını engeller. Bu da safrada bulunan bilirubin denilen maddenin fazla miktarda kana karışmasına neden olur. Bilirubin insanda sarılığa neden olan maddedir. Babanızdaki sarılığın nedeni de budur. Hem tanı hem de tedavide ilk yapılması gereken iş sarılığın ortadan kaldırılması olmalıdır. Bunun için kitlenin baskısı yok edilmelidir. Endoskopi yöntemi ile on iki parmak bağırsağına açılan bölgeden safra yoluna doğru yerleştirilecek bir stent safranın doğal yolla akımına izin vererek sarılığın düzelmesini sağlar. Endoskopi sırasında kitleden alınacak biyopsi de tanı konulmasına imkan verir.
Biyopsi sonucunu bilmeden tedavinin ne şekilde yönlendirilebileceğini söylemek mümkün değil. Ancak bu bölgedeki kitlelerin çoğunlukla pankreas kanseri olduğunu söyleyebiliriz. Babanızın biyopsi sonucu pankreas kanseri olarak gelirse kitlenin cerrahi olarak çıkarılmaya uygun olup olmadığı araştırılmalıdır. Bir kere cerrahi yapılabilmesi için hastalığın metastaz yapmamış olması gerekir. Pankreas kanserlerinin sıklıkla metastaz yaptığı organlardan biri karaciğerdir. Karın bölgesinin magnetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemiyle incelenmesi metastaz olup olmadığını ortaya koyar. Ayrıca akciğerler de tomografi yöntemiyle incelenir. Nükleer tıbbın imkanlarıyla tomografiyi birlikte kullanan pozitron emisyon tomografisi de (PET-BT) metastazların tespitinde yararlı bir yöntem olup gerekli durumlarda kullanılır. Pankreas kanseri metastaz yapmasa bile çevre dokulara ve özellikle pankreas çevresindeki büyük damarlara yapışma eğilimindedir. Bu da cerrahiyi engelleyen bir durumdur. Bu takdirde kemoterapi ya da kemoterapiyle birlikte radyoterapi uygulanarak tümörün küçültülüp cerrahiye uygun hale getirilmesi düşünülebilir.
Çevre dokulara geçmemiş daha küçük kanserlere baştan cerrahi yapılıp arkasından kemoterapi ya da hem kemoterapi hem de radyoterapi verilmelidir. Ameliyat yapılamayan olgularda da kemoterapi ve radyoterapi uygulanır. Karaciğer gibi uzak organlara yayılmış kanserlerde ise uygulanacak işlem yalnızca sistemik tedavi, yani kemoterapi ve antikor tedavisi olmalıdır.