Soru Cevap 173

Soru
Babam üç yıldır akciğer kanseri nedeniyle izlenmekte. Hastalık başlangıçta yalnızca akciğerin sol tarafındaydı. Ameliyatla o taraf akciğer alındı ve arkasından kemoterapi yapıldı. Son bir yıla kadar her şey iyi giderken birden belinde ağrılar oluştu. Yapılan incelemelerde hastalığın omurgaya sıçradığı anlaşıldı. Buraya radyoterapi verildi. Ancak hastalık ilerlemesini sürdürüyor. Başta karaciğer, akciğer ve kemikler olmak üzere vücudun tamamına yayıldı. Şimdi dindirilemeyen çok şiddetli ağrıları var. Babam yaşamak istemediğini söylüyor. Geçenlerde ötanazi ile ilgili bir yazı okumuş. Buna göre Türkiye’de ötanazi yapılıyormuş. Babam şu anda hastanede yatıyor. Kendisine nasıl yardımcı olunabilir?

Yanıt
Bildiğiniz gibi ötanazi son dönemine gelmiş ve ıstırap çeken hastaların kendi istekleriyle yaşamlarına son vermek anlamına geliyor. Türkiye’de hukuken ötanazinin her türlüsü yasak. Bu nedenle herhangi bir doktorun gönüllü olarak bu işi yapabileceğini düşünmüyorum.

Ötanazi aktif ve pasif olarak ikiye ayrılır. Aktif ötanazide eylemin çok belirgin ve kesin olarak ortaya konulması söz konusudur. Bu konuda Amerika Birleşik Devletlerinde yaşamış doktor Kevorkian çok ünlüdür. Hazırlamış olduğu düzenekle ölmek isteyen hastalara düğmeye bastırarak kendi damarlarına kimyasal madde vermelerini sağlamıştır. Aktif ötanazi birçok ülkede yasalarla engellenmiş olmakla birlikte Hollanda gibi bazı ülkelerde buna izin verilmiştir.

Ötanazinin bir başka türü olan pasif ötanazi ise hastanın ölümünün birden gerçekleşmeyip sona yavaş yavaş yaklaşmayı sağlayan eylemlerin uygulanması anlamına geliyor. Örneğin bilinci kapalı bir hastanın beslenmesinin durdurulması, yaşama umudu kalmamış kişinin enfeksiyonunun antibiyotiklerle tedavi edilmemesi gibi durumlar bunlar arasında sayılabilir.

Aktif bir eylemde bulunmadan olayları akışına bırakmak, tedaviyle ilgili eksiklikleri görmezlikten gelmek ve bunun sonucunda hastanın ölümünün kolaylaşmasını sağlamak yani pasif ötanazi herhalde insan ruhunun daha kolay rasyonalize edebildiği bir durum. Belki de bu nedenle birçok ülkede pasif ötanaziye daha sıcak bakılmaktadır. Türkiye’de de bilinçli ya da farkında olmadan ve maddi olanaksızlıklar nedeniyle pasif ötanazinin sıklıkla uygulandığını düşünüyorum.

Ancak tüm bu argümanlara rağmen babanıza kurallara uyarak, sistemli bir ötanazi uygulamak Türkiye’de mümkün değildir. Bu nedenle bir şekilde ağrılarının dindirilmesini öneririm. Günümüzde ağrıyla mücadelede büyük gelişmeler olmuştur. Narkotik analjezikler ağrının giderilmesinde eskiye oranla büyük fark yaratmıştır. Bunun dışında sinirlerin bağlantısının kesilmesi ya da nükleer maddeler aracılığıyla ağrının dindirilmesi mümkün olabilir.

2607 Tüm Zamanlar 1 Bugün

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir