Soru Cevap 16

Soru:
Babam 65 yaşında. Bir süre önce kalın barsak kanseri teşhis edildi. Vücuda yayılmış. Onkolojide kemoterapiye başlanacak. Hastalığını bilmiyor. Kendisine söyleyelim mi? Bu konuda ne tavsiye edersiniz?

Yanıt:
Kanser hastalarına hastalıklarının söylenip söylenmemesi konusunun gerçekten tartışılıp aydınlatılması gerekiyor. Bu konuda batı ülkeleri daha açık bir yol izliyor. Doktorlar genellikle hastalığı doğrudan hastaya söylüyorlar. Hatta daha ileri gidip hastalığın gidişi konusunda bilgi veriyorlar. Bu, özellikle ölümcül hastalar için çok önemli. Hastayı bilgilendirerek kişinin ölmeden önce yaşamıyla ilgili planlama yapmasına imkan sağlanmış oluyor. Belki de o zamana kadar düşünüp uygulayamadığı hayallerinin gerçekleşmesine fırsat veriliyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde hastalığın hastaya söylenmemesi, gerçeklerin gizlenmesi olarak algılanabilir ve hekimin suçlanmasına neden olabilir.
Doğu toplumlarına doğru gidildikçe hastalık gizlenmeye başlıyor. Yaşamın diğer alanlarındaki davranış biçimi aynılığını koruyor; kapalılık ve gizlilik buraya da yansıyor. Ancak hastalar gerçekten hastalıklarını bilmiyorlar mı? Günümüzde Onkoloji Bölümüne giden ve sürekli birtakım tedaviler alan bir hastanın hastalığının ne olduğunu bilmemesine imkan var mı? Gerçekte hastalar hastalıklarını biliyorlar. Ancak bunu yakınlarıyla paylaşmak istemiyorlar. Yani bir anlamda hastalar da hastalıklarını yakınlarından ‘gizliyorlar’. Dolayısıyla karşılıklı bir oyun oynanıyor. Yaşam sanal bir ortamda sürüp gidiyor. Bu da hem hasta ve hasta yakınları, hem de tedaviyi uygulayan hekim için bir stres kaynağı oluşturuyor. Bu nedenle hastaya daha açık olunması gerektiğini düşünüyorum. Hastalığın uygun bir dille hekim tarafından hastaya anlatılması gerektiği kanısındayım. Bunu yaparken mutlaka ‘kanser’ sözcüğünü telaffuz etmek gerekmez. Genellikle hastalar bu sözcükten ürküyorlar ve yanlış olarak ölümle eşdeğer tutuyorlar. Bunun yerine hastalığı tanımlayıcı, gidişi hakkında bilgi verici bir yaklaşım sergilenebilir. Belki hasta başlangıçta şok yaşayabilir, ama ilişkiler süreç içinde sağlam bir zemine oturur. Hasta, hekimine güven ve saygı duyar. Tedavide daha başarılı bir yol izlenir.
Tedavi sırasında dikkat edilmesi gereken husus, hastanın öğrenmek istemediği ve tolere edemeyeceği bilgiyle onu ruhsal olarak yıkmamak gerektiğidir. Yeni gelişen tedavilerle tıbbın eskiye göre daha başarılı olduğunu hatırlatmak uygun bir yaklaşım olabilir. Hatta, şu anki bilgilerimizle ölümcül olduğu düşünülen hastalara, araştırmaların devam ettiği ve her gün yeni tedavi imkanlarının ortaya çıktığı, zamanın ne getireceğini bilemediğimizi söyleme ihtiyacı duyulabilir.

2958 Tüm Zamanlar 1 Bugün

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir